Başarı

İstediğiniz Hayatı Yaratmanız, O Hayatın Beklediği Her Yeteneğe Sahip Olmanızı Gerektirmiyor

Ağustos 23, 2010

Hayatta yaptığımız her şey bir çaba gerektiriyor.  Öğrenmek için biraz kişisel gayret, biraz etkileşimden faydalanıyoruz.  Sürekli daha iyiye bir yolculuk yapmak için uğraş veriyoruz.

Öğrenirken, her kafadan bir ses çıkıyor bazen.  Burada okumakta olduğunuz bu yazı da dahil olmak üzere, her birimiz bir tecrübe ve bilgi paylaşımı içerisindeyiz.  Tüm bu okuduklarımız, duyduklarımız bizlere bir kazanç.  En değerli kazançsa kişinin tüm bu öğrendiklerini kendi içinde muhakeme etmesi ve bir karar doğrultusunda ilerilemesi.

Bunu neden söylüyorum?

Kimisi diyor başarı için takım oyunu gerekir.  Kimi diyor lider takip ettirebilendir.  Kimi diyor günümüzde dışa dönük kişilikler tercih edilir.  Kimi diyor başarı için en iyi okullar seçilmelidir. Liste uzayıp gidiyor.

Bunların hepsi doğrudur.

Bunların hepsine sahip olmaksa başarının koşulu değildir.

Çekingen bir kişi de hayatta başarılı olur, girişken de.

Takım oyununu becerebilen de yükselebilir, beceremeyende.

Eğitimi yetersiz bir kişi de isim yapabilir, eğitimi kuvvetli olanda.

Kısacası, hayat biraz durumsaldır. Tek bir kuralı, tek bir reçetesi yok başarının.

Kişi yeteneğini farkettiğinde, onu güçlendirmek için gelişmeye devam ederse, parlatmayı tercih etmediği yönlerini kompanse edecek yolları buluyor.  Alanis Morisette, sesiyle, şarkı sözleriyle, yaşam tarzıyla hem meşhur oldu hem de çok başarılı işlere imza attı. Utangaçlığı dillere destan olsa da, bu kişilik özelliği yeteneklerini ve başarısını gölgelemiyor. Albert Einstein ya da günümüzün Facebook dehası Mark Zuckerberg, antisosyal olmalarıyla biliniyor olsa da onların bu yönleri dünyaya hükmetmelerine engel durmuyor.

Hayatta tutkulu olduğumuz işlere odaklanmak, o alanlarda gelişmek, o alanı geliştirmek ve yaptıklarımıza bir süreklilik katmak, kendimize yapacağımız en büyük iyiliktir.

Kaynak

You Might Also Like